Çin’in ekonomik ve ticaret sistemi dünyada en etkili sistemlerden biri haline gelmiştir; hızlı sanayi büyümesi, karmaşık ihracata dayalı ekonomi ve küresel pazara artan entegrasyon ile karakterizedir. Ülke, devlet mülkiyetindeki işletmeler (SOE) ile özel işletmelerin birlikte var olduğu karma bir ekonomi yürütmektedir; piyasa güçleri üretimi yönlendirirken hükümet finansman, telekomünikasyon ve enerji gibi anahtar sektörlerde önemli bir rol oynamaktadır. Çin’in sağlam altyapısı, geniş üretim kapasitesi ve rekabetçi iş gücü maliyetleri onu küresel tedarik zincirlerinin merkezi haline getirmiştir. Bu sistem "Made in China 2025" girişimi gibi stratejik politikalarla desteklenmektedir; bu girişim yüksek teknoloji endüstrilerindeki konumunu güçlendirmeyi hedeflemektedir ve Kuşak ve Yol İnisiyatifi (BRI), Asya'yı Afrika ve Avrupa ile bağlayan ticaret koridorları oluşturmayı amaçlayan iddialı bir plandır. Ticaret ilişkileri açısından Çin Orta Doğu ve Batı Asya ülkeleri için en büyük ticaret ortaklarından biridir. Bu bölgelerle yapılan ticaret birkaç faktörden etkilenmektedir; bunlar arasında Çin’in enerjiye ve ham maddelere artan talebi ile Orta Doğu’nun uygun fiyatlı tüketim malları, makineler ve teknolojik ürünlere ihtiyacı bulunmaktadır. Çin Suudi Arabistan, İran ve Irak gibi ülkelerden önemli miktarda petrol ve doğalgaz ithal etmektedir; bu da sanayi faaliyetlerini sürdürmek açısından hayati öneme sahiptir. Karşılığında ise elektronik eşyalar, tekstil ürünleri, makineler ve inşaat malzemeleri dahil olmak üzere geniş bir ürün yelpazesini bölgeye ihraç etmektedir.

Ticaret ilişkisi sadece mallarla sınırlı değildir; aynı zamanda hizmetler ve altyapı geliştirmeyi de içermekte olup BRI çerçevesinde yolların, demiryollarının ve limanların inşasında Çinli şirketlerin yoğun katılımını içermektedir. Mali olarak ise Çin Asya Altyapı Yatırım Bankası (AIIB) gibi mekanizmaları kullanarak Orta Doğu ülkeleriyle daha derin ekonomik bağlar kurmaya çalışmaktadır; bu durum ulaşım ağları gibi ticareti kolaylaştıracak altyapı projelerine yatırımları kapsamaktadır. Ayrıca bazı Orta Doğu ülkeleri yuan bazlı işlemleri keşfederek ABD dolarına bağımlılığı azaltma yönünde adımlar atmaktadır ki bu da gelecekteki finansal ve ticari dinamikleri şekillendirebilir. Çinin ülkeleriyle olan ekonomik ilişkisi daha stratejik hale gelmektedir çünkü her iki taraf da ekonomilerini çeşitlendirmeye çalışmaktadırlar; birçok petrol bağımlısı ülkesi yenilenebilir enerjiye, teknolojiye ve turizme yatırım yapmayı hedeflemektedir ki bu da petrol gelirlerine bağımlılığı azaltacaktır.