Arap ülkelerinde emlak piyasası

Orta Doğu"da lüks gayrimenkul projeleri hızla artıyor. "

BAE, Dubai ve Abu Dabi gibi şehirlerdeki emlak piyasasıyla ünlüdür. Yüksek katlı gökdelenler, lüks konutlar, ticari gayrimenkuller ve turistik tesisler gibi çeşitli emlak segmentlerine sahiptir. BAE'nin emlak piyasası, yabancı yatırımcılar için cazip kılan yatırımcı dostu politikalara ve düzenlemelere sahiptir. Suudi Arabistan, bölgedeki en büyük ekonomiye sahip olması nedeniyle önemli bir emlak piyasasına sahiptir. Ülke, son yıllarda kentsel dönüşüm projelerine büyük yatırımlar yaparak emlak sektörünü canlandırmaya çalışmaktadır. Riyad, Cidde ve Mekke gibi büyük şehirlerde emlak projeleri ve altyapı geliştirmeleri gözlenmektedir.

Kuveyt, Orta Doğu'da gelişmiş bir emlak piyasasına sahip olan ülkelerden biridir. Ülke, lüks konutlar, ticari gayrimenkuller ve alışveriş merkezleri gibi çeşitli emlak seçenekleri sunmaktadır. Emlak sektörü, yerli ve yabancı yatırımcılar arasında popülerdir. Katar, son yıllarda önemli bir emlak piyasasının geliştiği bir ülke olmuştur. Doha, ülkenin başkenti ve en büyük şehri olarak emlak projeleri ve altyapı geliştirmeleri açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Özellikle Katar'ın 2022 FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacak olması, emlak sektöründe büyük bir hareketlilik yaratmıştır.

Umman, Orta Doğu'da gelişen emlak piyasalarından biridir. Başkent Muskat, lüks konutlar, ticari gayrimenkuller ve turistik tesisler gibi emlak projeleri açısından önemli bir merkezdir. Ülke, turizm sektöründe yaşanan büyümeyle birlikte emlak sektöründe de artan bir talep görmektedir. Arap ülkelerindeki emlak danışmanları, hisse senedi sektörünün yatay bir yapıya sahip olduğunu, çöktüğü zaman küçük büyük tüm hissedarların zarara uğradığını, ancak emlak sektörünün piramit bir yapıya sahip olduğunu ve böylece lüks ve lüksün fiyatlarının yükseldiğini söylüyor. emlak hızla azalıyor ama sıradan emlak sektörü nüfus artışına bağlı olarak her zaman var olan Basra Körfezi ülkelerinde; Çok acımayacak.

Basra Körfezi'ndeki Arap ülkelerinin çoğu, zengin petrol rezervlerine sahiptir. Petrol ihracatından elde edilen büyük gelirler, bu ülkelerin ekonomilerini büyütürken emlak sektörüne de büyük bir ivme kazandırmıştır. Petrol gelirlerinin yatırımlara dönüştürülmesiyle birlikte, büyük ölçekli emlak projeleri gerçekleştirilmiş ve modern şehirler inşa edilmiştir. Basra Körfezi'ndeki Arap ülkeleri, yabancı yatırımcıları çekmek için çeşitli teşvikler sunmuştur. Yatırımcı dostu politikalar, düzenlemeler ve serbest ticaret bölgeleri gibi önlemler, yabancı sermayenin emlak sektörüne akmasını teşvik etmiştir. Yabancı yatırımlar, emlak projelerinin finansmanını sağlamış ve sektörün büyümesine katkıda bulunmuştur.

Basra Körfezi'ndeki Arap ülkeleri, turizm sektörüne büyük önem vermektedir. Lüks tatil köyleri, oteller, alışveriş merkezleri ve diğer turistik tesisler gibi emlak projeleri, turistlerin çekilmesi ve turizm gelirlerinin artırılması amacıyla geliştirilmiştir. Bölgenin coğrafi konumu, güzel plajları, kültürel mirası ve modern altyapısı, turizm potansiyelini artırmıştır. Basra Körfezi'ndeki Arap ülkeleri, son yıllarda inşaat teknolojilerinde büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Yüksek katlı gökdelenler, yapay adalar, mega projeler ve diğer büyük ölçekli inşaat projeleri gerçekleştirilmiştir. İnşaat teknolojilerindeki ilerlemeler, daha hızlı ve verimli inşaat süreçleri sağlamış ve büyük ölçekli projelerin gerçekleştirilmesini mümkün kılmıştır.

Basra Körfezi'ndeki Arap ülkeleri, hızla büyüyen genç nüfusa sahiptir. Genç nüfusun artan talepleri ve büyüyen orta sınıf, konut, ticari ve perakende gayrimenkul ihtiyacını artırmıştır. Bu da emlak sektöründeki talebi artırmış ve gelişmeyi teşvik etmiştir. Basra Körfezi boyunca uzanan Arap ülkelerinin çoğunda gayrimenkul sektörü, geçen yıl ve bu yılın başında gelişme gösteren en önemli sektörlerden biri oldu ve koşullarının yeniden iyileşmesi bekleniyor. Suudi Arabistan'ın ardından 42,4 ve 18,6'lık oranlarla Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar, emlak fiyatlarının yıllık gelirlerine göre düşük olduğu ülkeler arasında yer alıyor.

Genellikle Arap ülkeleri, özellikle BAE, Batı'nın Orta Doğu ülkelerine uyguladığı mali yaptırımlar sırasında büyük kazançlar elde ediyor. Çünkü Batı'nın ağır yaptırımlarına ve ulusal para biriminin değer kaybetmesine maruz kalan Ortadoğu ve Asya halkı, her zaman kendilerine mali bir sığınak arıyor. İslami finans hukukuna dayalı gayrimenkul işlemleri, Basel II ve değiştirilmemiş Basel III düzenlemelerini yansıtmaya devam etmektedir. Ancak Aralık 2017'de sona eren revize edilmiş Basel III versiyonu, gayrimenkulde yoğunlaşmanın sınırlandırılması ve varlıkların bağımsız değerlemesi dahil olmak üzere ek gereklilikler getirdi.